Üç Köşeli Satranç

Stok Kodu:
9789755846095
Boyut:
135-195-
Sayfa Sayısı:
248
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-10-24
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%25 indirimli
250,00
187,50
9789755846095
654745
Üç Köşeli Satranç
Üç Köşeli Satranç
187.50
“Yavaş peygamberim, kutlu kaplumbağam! Bir konuda hemfikiriz seninle. Bu masaldaki geçmişin arka bahçesinde, yalnızca ölüme kurtuluş var. Bir tek, hayatın o arsız bacısına… bu da demek oluyor ki, tanıkla maktul, yani sen ve ben, dünyanın bu son masalında yer değiştirirken, sen ölümün nefesini içimdeki mezara üfleyeceksin. Sessizliğin, sesimi boğacak; boğacak ve maktul olan sen, kendinin tanığı olacaksın. Ölüm, kendi hikâyesini anlatacak ve sen, bu yarasanın kanatları altındaki sefil krallığıma inanacaksın. Sen ki içimdeki mezardan dışarı çıkıp geldin; az şey mi bu? Ölüm denen o yalvaç bacıyı sırtından atıp Âdem'in sürgün yurduna geri döndün. Hem şehit hem de şahitsin, artık hem kehanet hem de kefaret… Kutlu yolculuğun, bir gerçeği öğretti bana: Hiçbir ölüm geçmişe gömülmüyor, hiçbir cinayet… Her şey şimdide var olmaya devam ediyor. Yara daha çok kanamaya, kan daha hızlı akmaya devam ediyor. Ve ikimiz de biliyoruz ki burası, sonun başladığı yer; her şey bu kavruk düzlükte, yeni baştan başlayacak. O halde emrindeyim; haydi durma, ilerle!” Uygarlığımız, yeryüzüne mutluluk ve esenlik getirme iddiasından vazgeçeli, çok oldu. Kanlı bir oyundur, sürüp gidiyor. Bütün taşlar hileli ve bunu herkes biliyor. Şimdilerde masalların, destanların, türkülerin ve yavukluların hikayesini sona erdiren bir yeni oyundur, oynanan. Oyun sürdükçe, ölüm daha da güçleniyor; yenilenlerin kanı daha hızlı akıyor: İşte “Üç köşeli satranç” o kanın izini sürüyor.
“Yavaş peygamberim, kutlu kaplumbağam! Bir konuda hemfikiriz seninle. Bu masaldaki geçmişin arka bahçesinde, yalnızca ölüme kurtuluş var. Bir tek, hayatın o arsız bacısına… bu da demek oluyor ki, tanıkla maktul, yani sen ve ben, dünyanın bu son masalında yer değiştirirken, sen ölümün nefesini içimdeki mezara üfleyeceksin. Sessizliğin, sesimi boğacak; boğacak ve maktul olan sen, kendinin tanığı olacaksın. Ölüm, kendi hikâyesini anlatacak ve sen, bu yarasanın kanatları altındaki sefil krallığıma inanacaksın. Sen ki içimdeki mezardan dışarı çıkıp geldin; az şey mi bu? Ölüm denen o yalvaç bacıyı sırtından atıp Âdem'in sürgün yurduna geri döndün. Hem şehit hem de şahitsin, artık hem kehanet hem de kefaret… Kutlu yolculuğun, bir gerçeği öğretti bana: Hiçbir ölüm geçmişe gömülmüyor, hiçbir cinayet… Her şey şimdide var olmaya devam ediyor. Yara daha çok kanamaya, kan daha hızlı akmaya devam ediyor. Ve ikimiz de biliyoruz ki burası, sonun başladığı yer; her şey bu kavruk düzlükte, yeni baştan başlayacak. O halde emrindeyim; haydi durma, ilerle!” Uygarlığımız, yeryüzüne mutluluk ve esenlik getirme iddiasından vazgeçeli, çok oldu. Kanlı bir oyundur, sürüp gidiyor. Bütün taşlar hileli ve bunu herkes biliyor. Şimdilerde masalların, destanların, türkülerin ve yavukluların hikayesini sona erdiren bir yeni oyundur, oynanan. Oyun sürdükçe, ölüm daha da güçleniyor; yenilenlerin kanı daha hızlı akıyor: İşte “Üç köşeli satranç” o kanın izini sürüyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat