Bu işlem için üye girişi yapmanız gerekiyor
9786256584945
572303
https://www.kitapova.com/su-kan-ve-akil-mitolojiden-felsefeye-gecisin-hikayesi
Su, Kan ve Akıl;Mitolojiden Felsefeye Geçişin Hikâyesi
129.35
Batı kültüründe mitolojik düşünceden felsefi düşünceye geçiş genellikle bir ilerleme, insan aklının bir zaferi,
çocuksu mitlerin gölgesinden çıkış, kaosun yerini düzenin alışı olarak görülüp kutlanagelmiştir. Oysa bu geçişin
simgesel bir “cinayet” ile gölgelenmiş karanlık bir yüzü de vardır: Kozmolojik annenin öldürülerek dişil unsurun
ve kadınlığın sistemli biçimde bastırılması ve bunun karşısında filozof tipinde kendini gösteren erkekliğin
tahakkümü ve ataerkinin zaferi.
Bu kitap işte bu bastırmanın izini sürüyor. Felsefe tarihinde Thales'in her şeyin kökeni olarak gördüğü “su”
unsurunun geçirdiği dönüşüm üzerinden, dişil ilkenin nasıl görünmez kılındığını ele alıyor. Mitolojilerde,
dinlerde, hatta çağdaş bilimde yaşamın kaynağı olarak görülen suyun bir varlık eğretilemesi olmaktan
çıkarılıp kontrol edilmesi gereken çalkantılı bir karmaşaya indirgenişini ele alıyor ve Antik Yunan'da
temellenen felsefeyi bir de bu gözle değerlendirmeye davet ediyor. Mitolojik ve felsefi düşüncenin belirli
uğraklarında suyun yalnızca bir madde, pagan dünya görüşünde doğanın bir ögesi olmadığını, bir anlam
taşıyıcı, bir mitos, hafıza ve iktidar mücadelesi sahnesi olduğunu gösteriyor. Oedipus anlatısında,
Klitemnestra'nın öldürülüşünde, Platon'un idealar dünyasında, Aristoteles'in ilk neden anlayışında, İslam
felsefesinde ve Kogiler gibi yerli halkların yaratılış anlatılarında biçimlendirici ilke olarak suyun nasıl
mitoloji ile felsefe arasındaki kırılma noktasını teşkil ettiğini, düşünce tarihinin
ayrıca bastırılanlar ve susturulanlarla da kurulduğunu ortaya koyuyor.
Batı kültüründe mitolojik düşünceden felsefi düşünceye geçiş genellikle bir ilerleme, insan aklının bir zaferi,
çocuksu mitlerin gölgesinden çıkış, kaosun yerini düzenin alışı olarak görülüp kutlanagelmiştir. Oysa bu geçişin
simgesel bir “cinayet” ile gölgelenmiş karanlık bir yüzü de vardır: Kozmolojik annenin öldürülerek dişil unsurun
ve kadınlığın sistemli biçimde bastırılması ve bunun karşısında filozof tipinde kendini gösteren erkekliğin
tahakkümü ve ataerkinin zaferi.
Bu kitap işte bu bastırmanın izini sürüyor. Felsefe tarihinde Thales'in her şeyin kökeni olarak gördüğü “su”
unsurunun geçirdiği dönüşüm üzerinden, dişil ilkenin nasıl görünmez kılındığını ele alıyor. Mitolojilerde,
dinlerde, hatta çağdaş bilimde yaşamın kaynağı olarak görülen suyun bir varlık eğretilemesi olmaktan
çıkarılıp kontrol edilmesi gereken çalkantılı bir karmaşaya indirgenişini ele alıyor ve Antik Yunan'da
temellenen felsefeyi bir de bu gözle değerlendirmeye davet ediyor. Mitolojik ve felsefi düşüncenin belirli
uğraklarında suyun yalnızca bir madde, pagan dünya görüşünde doğanın bir ögesi olmadığını, bir anlam
taşıyıcı, bir mitos, hafıza ve iktidar mücadelesi sahnesi olduğunu gösteriyor. Oedipus anlatısında,
Klitemnestra'nın öldürülüşünde, Platon'un idealar dünyasında, Aristoteles'in ilk neden anlayışında, İslam
felsefesinde ve Kogiler gibi yerli halkların yaratılış anlatılarında biçimlendirici ilke olarak suyun nasıl
mitoloji ile felsefe arasındaki kırılma noktasını teşkil ettiğini, düşünce tarihinin
ayrıca bastırılanlar ve susturulanlarla da kurulduğunu ortaya koyuyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.