9786259701455
608455
https://www.kitapova.com/mana-pinarindan-damlalar
Mana Pınarından Damlalar
448.00
Bilimsiz gidilen her yolun sonu karanlıktır. İnanç ve düşüncelere ışık tutan bilimdir. Bir düşünce veya fikir
evrenselleşmişse, Müslümanlığın da ortak malıdır. Bir düşünce doğru olarak ortaya çıkmışsa, hangi inançtan, hangi
milletten veya hangi kişiden olursa olsun tüm insanlığın ortak malıdır. Bilimi dışlayarak inançlar yaşanırsa mutlaka
eksik ifa edilmiş olur. İslam, doğal ve uyulması kolay bir inançlar yumağıdır. Bu inançta din adamlığı, bazılarının
üstünlüğü, emir veren emir alanlar, makam ve mevki sahipliği yoktur.
Dini inançları, kim olursa olsun, bu konularda özgürdür. İstediği neyse neye inanıyorsa ona göre yaşar. Bu konuda hiç
kimseye müdahale etmeye veya karışmaya da hakkı yoktur. Zaten dinci kesimlerin de dinin inançların bir nevi
sigortası olan laik sisteme bundan dolayı karşı olduklarına dikkat çekilmektedir. Dünya ülkelerine ve Müslüman
geçinen toplumların ekonomik yaşamlarına bakıldığında, dincilik artarken gerçeklikten uzaklaştırılmış inançlar da
arttıkça açlıkla beraber yoksulluğun arttığı görülmektedir.
Açlık, sefalet ve yoksulluk arttığında, burada gerçek din değil, dincilik artmıştır. İşte toplumu uydurulmuş ve atalar
dininden gerçek inançlara yönlendirmek gerekir. Kendini din adamı, molla, şeyh gibi üstün gören din taciri, sömürü
erbabı, mafya benzeri inanç sahteciliğinden insanların kurtarılması gerekmektedir. Bu devam ettiği sürece, Müslüman
toplumlar hiçbir zaman refaha erişemeyecektir.
Bilimsiz gidilen her yolun sonu karanlıktır. İnanç ve düşüncelere ışık tutan bilimdir. Bir düşünce veya fikir
evrenselleşmişse, Müslümanlığın da ortak malıdır. Bir düşünce doğru olarak ortaya çıkmışsa, hangi inançtan, hangi
milletten veya hangi kişiden olursa olsun tüm insanlığın ortak malıdır. Bilimi dışlayarak inançlar yaşanırsa mutlaka
eksik ifa edilmiş olur. İslam, doğal ve uyulması kolay bir inançlar yumağıdır. Bu inançta din adamlığı, bazılarının
üstünlüğü, emir veren emir alanlar, makam ve mevki sahipliği yoktur.
Dini inançları, kim olursa olsun, bu konularda özgürdür. İstediği neyse neye inanıyorsa ona göre yaşar. Bu konuda hiç
kimseye müdahale etmeye veya karışmaya da hakkı yoktur. Zaten dinci kesimlerin de dinin inançların bir nevi
sigortası olan laik sisteme bundan dolayı karşı olduklarına dikkat çekilmektedir. Dünya ülkelerine ve Müslüman
geçinen toplumların ekonomik yaşamlarına bakıldığında, dincilik artarken gerçeklikten uzaklaştırılmış inançlar da
arttıkça açlıkla beraber yoksulluğun arttığı görülmektedir.
Açlık, sefalet ve yoksulluk arttığında, burada gerçek din değil, dincilik artmıştır. İşte toplumu uydurulmuş ve atalar
dininden gerçek inançlara yönlendirmek gerekir. Kendini din adamı, molla, şeyh gibi üstün gören din taciri, sömürü
erbabı, mafya benzeri inanç sahteciliğinden insanların kurtarılması gerekmektedir. Bu devam ettiği sürece, Müslüman
toplumlar hiçbir zaman refaha erişemeyecektir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.