Hukuk - Ahlak İlişkisi ve Şer'i Hile

Stok Kodu:
9786256957787
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
147
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-12-18
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%18 indirimli
290,00
237,80
9786256957787
595418
Hukuk - Ahlak İlişkisi ve Şer'i Hile
Hukuk - Ahlak İlişkisi ve Şer'i Hile
237.80
Düzen fikrine ve adalet değerine dayalı olan hukuk/ Müslümanların hukuk sistemi olan fıkıh, temelde ahlaka dayandığı gibi meşruiyetini ve gücünü de ahlaki değerleri yaşanabilir kılmasından alır. Bu yüzden hukukun -özellikle fıkhıngücü, kural koyuculuğunda ve bir otorite tarafından dayatılıyor olmasında değildir. Nitekim nas-olgu ilişkisinin kurulduğu, toplumsal dinamiklerin dikkate alındığı, Şâri'in muradını, dinin maksatlarını gerçekleştirebilecek, hikmeti ve değerleri merkeze alan, toplumsal mutabakatın gözetildiği, kamu vicdanının onay verdiği bir fıkıh anlayışı, vicdanları harekete geçirebilir, dinin kuşatıcılığını yansıtabilir ve merhamet-adalet dengesini sağlayabilir. Dayatmacı-kural koyucu bir karaktere bürünmüş, hayatla ve olgularla kavgalı, hükümleri kendi sosyo-ekonomik, siyasal ve kültürel gerçekliği içinde değerlendiremeyen hukuk/fıkıh işlevsel olamaz. Özellikle hukukla/fıkıhla ilgili kaynak metinlerin bağlamından koparılarak Şari'in maksadının kavranamadığı, yalnızca "salt metin" ile ilgilenildiği ve bunların değişen her türlü hayat şartlarına rağmen ısrarla sürdürüldüğü bir fıkıh anlayışı kendiliğinden hayatın dışında kalır. Dolayısıyla değerlerin, ahlaki özün ve dinin hedeflediği deruni dindarlığın hayata geçirilemediği bir zeminde fıkhın meşruiyeti ve yaşanabilirliği sürekli sorgulanan bir yapı halini alır.
Düzen fikrine ve adalet değerine dayalı olan hukuk/ Müslümanların hukuk sistemi olan fıkıh, temelde ahlaka dayandığı gibi meşruiyetini ve gücünü de ahlaki değerleri yaşanabilir kılmasından alır. Bu yüzden hukukun -özellikle fıkhıngücü, kural koyuculuğunda ve bir otorite tarafından dayatılıyor olmasında değildir. Nitekim nas-olgu ilişkisinin kurulduğu, toplumsal dinamiklerin dikkate alındığı, Şâri'in muradını, dinin maksatlarını gerçekleştirebilecek, hikmeti ve değerleri merkeze alan, toplumsal mutabakatın gözetildiği, kamu vicdanının onay verdiği bir fıkıh anlayışı, vicdanları harekete geçirebilir, dinin kuşatıcılığını yansıtabilir ve merhamet-adalet dengesini sağlayabilir. Dayatmacı-kural koyucu bir karaktere bürünmüş, hayatla ve olgularla kavgalı, hükümleri kendi sosyo-ekonomik, siyasal ve kültürel gerçekliği içinde değerlendiremeyen hukuk/fıkıh işlevsel olamaz. Özellikle hukukla/fıkıhla ilgili kaynak metinlerin bağlamından koparılarak Şari'in maksadının kavranamadığı, yalnızca "salt metin" ile ilgilenildiği ve bunların değişen her türlü hayat şartlarına rağmen ısrarla sürdürüldüğü bir fıkıh anlayışı kendiliğinden hayatın dışında kalır. Dolayısıyla değerlerin, ahlaki özün ve dinin hedeflediği deruni dindarlığın hayata geçirilemediği bir zeminde fıkhın meşruiyeti ve yaşanabilirliği sürekli sorgulanan bir yapı halini alır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat