Doğu Türkçesinden Batı Türkçesine Bir Ömür Prof. Dr. Bilal Yücel Armağanı

“Türkoloji, yabancılar için bir meslek Türkler için ise millî bir vazifedir.”, diyor Annemarie von Gabain. Prof. Dr. Bilâl YÜCEL de Türkolojiyi millî bir vazife olarak addeden bilim insanlarından sadece biridir. Bu durumu, Türklük şuurunu hayatının her alanına tatbik etmesinden anlamak mümkündür. Hoca, derslere bir şölen havasında girmiş, öğrencileri kendine emanet bilmiş, bir şeyler öğrettiği her öğrencinin bir Türklük bilimi neferi olacağı bilinciyle yüzlerce öğrenci yetiştirmiş, bu öğrencilerin hayatına dokunmuştur. Aslında Prof. Dr. Bilâl YÜCEL, öğrencilerine ‘kimseye mahkûm ve mecbur olmamayı' öğreten kişidir. Derslerinde sunduğu bilgilerin birer nas olmadığını, öğrencilerin kendi iradeleriyle en doğruya ulaşabileceklerini defalarca dile getirmiştir. Bu da Hoca'yı anlayabilen her öğrenciye yeni ufuklar açmış, yine Hoca'nın deyimiyle, öğrenciler kendi kanatlarıyla uçmayı öğrenmiştir. Prof. Dr. Bilâl YÜCEL her ne kadar, özellikle doktora tezinin Bâbür Divanı olması hasebiyle, Çağatay Türkçesi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınsa da Türk dilinin pek çok alanına dair makaleler kaleme almış, bildiriler sunmuş, kitaplar telif etmiştir. Bu da Hoca'nın yazdıklarının Türklük biliminin pek çok sahasına kaynaklık etmesine sebep olmuştur. Bu yıl, Prof. Dr. Bilâl YÜCEL'in doğumunun yetmişinci yılı. Bu kitap da Hoca'nın yetmişinci yaşına ithafen çıktı.