Bir Tutkunun Peşinden

Her miras, bir hikâyedir. Kimi para, kimi soyadı, kimi de hiç sönmeyen bir ateş bırakır ardında. Arda için o miras, bir lokantanın duvarlarına sinmiş kemik suyu kokusudur. Dehliz Lokantası… Dedesi Asım Usta'nın dehasıyla yoğrulmuş, babasının hayaletini içinde saklayan, şimdi de Arda'nın omuzlarına çökmüş bir miras. O koku, bir mutfağın değil, üç kuşağın kaderinin kokusudur. Arda, bir yandan geçmişin gölgesinde nefes almaya çalışırken, bir yandan da o gölgenin içinden kendi ışığını bulmak zorundadır. Çünkü artık Dehliz, bir sığınak değil; borçlarla, inatlarla, anılarla çevrili bir savaş alanıdır. Sadık Usta'nın geleneğe bağlılığı, Zeynep'in modern dünyası ve amcası Kenan'ın hırsı arasında sıkışan Arda, büyükbabasının kayıp tarif defterinde değil, kendi ruhunda saklı olan tarifi keşfetmek zorundadır. Bir lokantanın mutfağında başlayan bu hikâye, aslında bir ailenin, bir ülkenin, bir geleneğin dönüşüm hikâyesidir. Miras, sadece elde kalan değil; yeniden yaratabilme cesaretidir. “Bir Tutkunun Peşinden” — yemeğin, emeğin ve insanın özüne dair; dumanı, hatırası ve kokusuyla içimizi ısıtan bir roman.