Bu işlem için üye girişi yapmanız gerekiyor
9786259654409
618029
https://www.kitapova.com/bir-hikaye-i-sevda-aktarim-edisyon-kritik
Bir Hikaye-i Sevda;Aktarım - Edisyon Kritik
172.50
“İnsanın hayatında hatırat-ı maziyeye tevcih olunan nazar-ı ric′î bence aynıyla tersine çevrilerek bakılan bir dürbüne benzer: Bütün menâzır ve eşkâl, uzaklarda, ancak fark olunabilen uzun mesafelerde sırayla durur; fakat elvana, hututa ait olan bütün nazarı rencide edecek nekaisi mesafenin bu′duyla örtülmüş, gizlenmiştir. Yıkık duvarlar, fersûde binalar, mülevves sokaklar, hepsi resimlerde güzel görünen menâzır gibi latif, hoş, nazar-nevaz bir zarafet kesbeder. İşte, ben de bu dürbünü tersine çevirince bütün eski hatıraları böyle uzaktan bir zarafet-i münceliye içinde görüyorum.”
Halid Ziya'nın kimi zaman çevresindeki gözlemlerinden kimi zaman da anılarından ilhamla yazdığı bu hikâyelerde -realist eserlerde de dikkati çeken- “insan-mekân” etkileşimi söz konusudur. Çevresine gerçekçi bir gözle bakan yazar, insanın toplumla ilişkisini, bireyin psikolojisiyle şekillenen mekâna yansıtır. Sanatkâr bu eserinde hatıralarına ve gözlemlerine dayalı olarak kurguladığı hikâyelerini -kendi tabiriyle- bir zarafet-i münceliye (parlayan bir incelikle) ile kaleme almıştır. Yazarın öncelikle romanlarında yakaladığı sanatkârane üslûbunu, insana has derinlikli hikâyeler ile birleştirdiği bu yirmi bir öyküsünün hemen hepsinde görmek mümkündür.
“İnsanın hayatında hatırat-ı maziyeye tevcih olunan nazar-ı ric′î bence aynıyla tersine çevrilerek bakılan bir dürbüne benzer: Bütün menâzır ve eşkâl, uzaklarda, ancak fark olunabilen uzun mesafelerde sırayla durur; fakat elvana, hututa ait olan bütün nazarı rencide edecek nekaisi mesafenin bu′duyla örtülmüş, gizlenmiştir. Yıkık duvarlar, fersûde binalar, mülevves sokaklar, hepsi resimlerde güzel görünen menâzır gibi latif, hoş, nazar-nevaz bir zarafet kesbeder. İşte, ben de bu dürbünü tersine çevirince bütün eski hatıraları böyle uzaktan bir zarafet-i münceliye içinde görüyorum.”
Halid Ziya'nın kimi zaman çevresindeki gözlemlerinden kimi zaman da anılarından ilhamla yazdığı bu hikâyelerde -realist eserlerde de dikkati çeken- “insan-mekân” etkileşimi söz konusudur. Çevresine gerçekçi bir gözle bakan yazar, insanın toplumla ilişkisini, bireyin psikolojisiyle şekillenen mekâna yansıtır. Sanatkâr bu eserinde hatıralarına ve gözlemlerine dayalı olarak kurguladığı hikâyelerini -kendi tabiriyle- bir zarafet-i münceliye (parlayan bir incelikle) ile kaleme almıştır. Yazarın öncelikle romanlarında yakaladığı sanatkârane üslûbunu, insana has derinlikli hikâyeler ile birleştirdiği bu yirmi bir öyküsünün hemen hepsinde görmek mümkündür.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.